Ben Direkt Ve Net Bir Liderim - Koniks.com

Koniks.com
Kullanıcı adı:
Şifre:
Şifremi hatırla


    Ana Sayfa          Forumlar          Arama          Yardım           Kayıt Ol

Ben Direkt Ve Net Bir Liderim


umut sengul
Üye

Toplam 2356 yazı
27/09/2009 :  13:59:15   Yazarın websitesini ziyaret et Website  Bu yazıdan alıntı yaparak yorum yaz Alıntı


"Ben Direkt ve Net Bir Liderim"

"Benim için dinlemek, anlamak ve doğru iletişim kurabilmek çok önemli" diyen Bayraktar Holding’in CEO’su Mustafa Bayraktar, bu yüzden de ulaşılabilir ve cesaret veren bir lider. University of Alabama ve Boston College’da finans eğitimi almış olan ve 1999’dan beri Bayraktar Holding’in yönetim kurulu başkanlığı görevini üstlenen Bayraktar, genç nesli anlamaya yöneticilik yaşamında özel bir önem veriyor. İstifasını dahi üstlerine SMS yoluyla bildirebileceğine inanan bir nesille karşı karşıya olduğumuza dikkat çeken Mustafa Bayraktar, kendi yöneticilerini de gençleri anlayıp yönlendirebilecek ve kalıpları kırabilecek açık görüşlü insanlar arasından seçtiğini belirtiyor. Yeni insan kaynağını daha iyi anlamak için "Yeni Neslin-Generation Y’nin Yönetimi" konulu bir eğitim alan Mustafa Bayraktar’ı, hedefi liderlik olan yönetici adaylarının takip etmesinde fayda var.

Çocukken hangi mesleğin hayalini kuruyordunuz?
Tecrübe ettiklerinin türevidir hayal. Ben de sürekli yeni işler yapan, girişimci bir ailenin içerisinde edindim tecrübelerimi, dolayısıyla pilot olmayı ya da futbolcu olmayı hayal etmedim. Gördüklerim ve yaşadıklarımla bugünü öngördüm, bunu hedefledim.

Profesyonel hayata ilk adımınızı nasıl attınız ve hayallerinize ne kadar yakındınız?
Çocukluğumda, tatillerde babamın Talimhane’deki yedek parça dükkanında çalışırdım. Talimhane, Sirkeci ve Sultanhamam gibi yerler, aslında ticaret için en doğru okuldu ve oradan bugünün başarılı pek çok işadamı yetişti. Boğaziçi Üniversitesi’nde hazırlık okuduğum dönemdeyse Lisa adlı şirketimizde dış ticaret departmanında çalışırdım. Kumaş pantolon giyerek işe gittiğim ilk yer de orası oldu. Bu deneyim bana dış ticareti ve yabancılarla iş yapmayı öğretti. Amerika’daki üniversite eğitimimin ardından da bankacılık kariyerine başladım. American Express’in Frankfurt ve Londra merkezlerinde staj yaptıktan sonra Ege Bank’ta çalıştım. Kredilerden hazineye, bankanın pek çok pozisyonunda görev aldım. Aslında ben hayallere değil, plan ve hedeflere inanırım. Hedefler de fırsatlardan ve fırsatların yaratılmasından doğar. Bu konuda benim için önemli bir anekdot vardır. Av meraklısı bir aile dostumuz, avcılıkla ilgili şöyle derdi: "Sürü harekete geçer, sen içlerinden birini gözüne kestirir ve onu hedeflersin". Bence bu çok önemli bir öğretidir. Ben de kendi yaşamımda bunu uygulamaya çalışıyorum.

Profesyonel hayatın size kattığı değerler ne oldu?
Öncelikle insan ilişkilerini yönetmeyi öğretti. Akdeniz insanıyla çalışabilme becerisini kazandırdı. Türkiye’de bankacılığın en hızlı geliştiği dönemde bu sektörde bulunmamın en önemli kazancı ise risk yönetimini öğrenmem oldu.

İnsan ilişkilerini ve riskleri yönetmek çok büyük bir beceri gerektiriyor olmalı. Siz kime lider dersiniz? Kendinizi bir lider olarak nasıl tanımlarsınız?
Ben lideri, insanları hedefe yönlendiren kişi olarak tanımlıyorum. Üstelik lider her zaman en doğrusu yapacak, hiç hata yapmayacak diye bir kural da yok ama bir lider, kendi hatalarından fırsat yaratabilmelidir. Kısacası hatalarını fırsata dönüştürebilme becerisi lideri farklı kılar. Bana gelirsek, ben direkt ve net bir liderim, ne istediğimi cümleleri dolandırmadan anlaşılır bir biçimde aktarırım. Ama daha da önemlisi empati kurabilme yeteneğine sahibim. Her söylenenin arkasında bir düşünce olduğuna inanır ve anlamaya çalışırım. Bu anlamda ulaşılabilen, birlikte düşünüp üretilebilen, fikirlerin tartışılmasını cesaretlendiren bir lider olduğumu biliyorum.

Peki siz profesyonel hayatınızda kimleri örnek aldınız, idolleriniz kimler?
Ben idol kavramına inanmam, bu kavramın kişinin kimliğini ve varlığını yok saydığını düşünürüm. Onun yerine mentorluğun daha işlevsel bir müessese olduğuna inanırım. İnsanlar kendilerinden büyüklerin deneyimlerini dinlerler ve öğrenirler. Örneğin benim iki oğlum var, aralarında sadece 2.5 yaş fark olmasına rağmen, baktığınızda biri usta biri çırak. Sistem böyle işliyor. Ama bence asıl önemli olan, insanların kendi yaşamlarını sürerken deneyerek öğrenebilmesi.

Siz aile büyüklerinizden neler öğrendiniz? Daha doğrusu bir aile şirketinde çalışmak size ne gibi sorumluluklar yükledi?
Aile şirketleri en kompleks yapılardır, çünkü rol sayısı normal bir organizasyondan dörtbeş misli daha fazladır. Rol bileşimleri daha çoktur. Dolayısıyla ilişki yönetimini ön plana çıkarır. Duygusal olarak da yönetilmesi gereken bir süreçtir. İşin duygusal yönünü yok saymak aile şirketi dinamiğini inkar etmektir. O nedenle liderliği üstlenecek birinin varlığını, bir omdusmanı önemli ve gerekli bulurum. Babam ve grubumuzun onursal başkanı Hüseyin Bayraktar’ın bugün üstlendiği rol de bu.

Bir holdingi yönetmek, vizyonunu belirlemek, uluslararası iş ilişkilerini yönlendirmek... Tüm bunları yapabilmek için ne gibi özelliklere sahip olmak gerekir?
Bugünün iş dünyası, geçmişten farklı olarak fırsatları bol keseden sunmuyor. Ayrıca fırsatlar eskiden insanlara daha eşit mesafede duruyordu. Bugün ise onları sizin bulup çıkarmanız ya da yaratmanız gerekiyor. Hızlı ve cesur olmak önemli ama akıllı olmak da çok önemli. Ben bu noktada liderin risk yönetme, hedef gösterme ve geleceği görüp uyarabilme özelliklerine sahip olması gerektiğine inanıyorum. Kendi adıma, bugünden yarının risklerini görebildiğim, birlikte çalıştığım insanlara yarının hedeflerini verebildiğim ve tecrübem doğrultusunda onları uyarabildiğim ölçüde iyi bir lider olduğumu düşünüyorum. Dikkat ederseniz bu üç özelliğin de temelinde birlikte çalıştığım insanlara yetki verebilme ve uygulama fırsatı yaratmak yatıyor. Bir başka önemli beceri de değer mühendisliği yapabilmektir.

Siz nasıl bir değer mühendisisiniz? Holdinginizin yöneticilerinden neler bekliyorsunuz?
Benim için önce insanın hamuru önemli. Hamuru iyiyse, potansiyeli var demektir ve onu şekillendirebilirsiniz. Elbette aradığınız bir pozisyona yüzde 100 uyan birini her zaman bulamayabilirsiniz, ama hamuru doğruysa, potansiyeli varsa bir insanı orası için dört dörtlük hale getirebilirsiniz. Benim için önemli diğer bir kriter ise o kişinin yaşamı nasıl algıladığı ve yaşadığıdır. Bir yöneticinin kendiyle, yaşamıyla barışık olması çok kritik bir konudur. Çünkü kendiyle derdi olan birinin başkalarını yönetebileceğine inanmıyorum.

Bu noktada genç yönetici adaylarına iş yaşamında başarılı olabilmeleri için neler tavsiye edersiniz? Siz bugünün gençlerinden ne bekliyorsunuz?
Bugünün gençlerinden ya da kendi çocuklarımızdan beklentilerimiz kadar onların bizlerden neler beklediği de önemli. Yepyeni bir nesil geliyor ve bizden tamamen farklılar. Onlarla doğru iletişim kurabilmek ve onları yönetebilecek becerilere sahip olmak gerekiyor. Ben geçtiğimiz yıl, "Yeni Neslin-Generation Y’nin Yönetimi" eğitimine katıldım. Katılanlar içerisinde benden başka herkes insan kaynaklarından geliyordu. Evet, İK’cıların bunu öğrenmesi önemli ama bence her yöneticinin bu nesli anlamaya ve yönetmeye dair kendini yetiştirmesi gerekiyor. Örneğin o eğitimde verilen bir örnekten bahsedeyim size. Bu nesil SMS ile istifa edebileceğini düşünüyor, çünkü SMS’i etkin bir iletişim aracı olarak görüyor. Siz altyapı olarak, fikir olarak bunlara hazırlıklı olmalısınız. Nasıl ekonomist danışmanımız bize ekonominin gidişatı, eğilimler vs. konusunda bilgi veriyorsa, aynı şekilde bu yeni insan kaynağının nasıl eğitileceği ve yönetileceği konusunda da danışmanlık almamız gerektiğini düşünüyorum.

Tüm bu yönetim ilişkileri ve iş stresi arasında özel hayatınıza vakit ayırabiliyor musunuz?
Benim için müzik dinlemek, spor -özellikle de ralli- ve ’su-güneş’ ikilisinden mümkün olduğunca yararlanmak birinci derecede önemli. Eşim ve birlikte çalıştığım yöneticilerim ralli yapmamı iş stresinden arındığımı düşündükleri için çok destekliyorlar. Aslında iş stresinden tamamen uzaklaşmak mümkün mü, sanırım değil. Ben stresimi anında çözmeyi tercih ediyorum. Bu noktada da ilk sırada su var. Stresli bir günün ardından yüzmek, suya yakın bir yerde olmak, spa’ya gitmek ve güneşte olabilmek bana çok iyi geliyor.

isteinsan.com

Yerleşim : Belçika / Limburg  |  Meslek : İthalat / İhracat
 

Mesaj gönderebilmek için öncelikle giriş yapmış olmanız gerekmektedir.

Henüz kayıt yaptırmadıysanız buradan üye olabilirsiniz.

Üye olarak:

  • Yeni yazılar gönderebilir,
  • Varolan yazılara yorum yapabilir,
  • Arkadaşlarım, favorilerim, kişisel mesajlaşma, haber merkezi, dosya merkezi, online üyeler gibi pek çok yardımcı araçlardan yararlanabilirsiniz.

» Hemen üye olmak için tıklayınız.


 

1.02 saniye.
17:45:13, 17 Mayıs 2024, Cuma

Buradaki yazılar, yazarlarının ve Koniks.com®'un izni olmaksızın hiçbir yazılı, görsel yada sesli yayın organında yayınlanamaz. Eğitim amacı dışında, herhangi bir şekilde çoğaltılması yasaktır. Eğitim amaçlı çoğaltıldığı durumlarda, yazarla ilgili bilgilerin ve URL'nin belirtilmesi zorunludur.

Bu web sitesi bilgilendirme amacıyla iyi niyetle, amatör bir ruhla hazırlanmıştır ve yer alan her türlü bilgi genel nitelikte olup, doğruluğu, eksiksiz olması, güvenilirliği, yeterliliği ve güncelliği hiçbir surette sitemiz tarafından garanti ve taahhüt edilmemektedir. Yer alan görüş ve yorumlar tamamen Koniks.com üyelerinin kişisel görüşlerini yansıtmaktadır. Sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak iş kurma/yatırım kararı verilmesi, beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir ve söz konusu bilgilere dayanılarak alınacak kararların neticesinde oluşabilecek yanlışlık veya zararlardan Koniks.com sorumlu tutulamaz.

© 2000-2024 Koniks.com İletişim   ||   Kullanım Şartları   |   Kurallar   |   Sitenin Kullanımı   |   Gizlilik   |   Yardım