Lider "Siz"siniz Ve Çare "Siz"siniz
Muhammed ÖRTLEK
Fatih Üniversitesi Hastanesi İnsan Kaynakları ve Kalite Yöneticisi
Liderlik, bir isim değil, fiildir. Liderliği, kişinin ne olduğu değil, ne yaptığı ve nasıl yaptığı (karakteri) belirler. Liderlik, insanlara o zaman kadar düşünmedikleri şeyleri, sanki bunlar kendi tercihleriymiş gibi yaptırabilmek sanatıdır. Liderliğin birçok değişik tanımlaması yapılıyor. Bu tanımlardan bazıları şöyle: Liderin temel özelliklerin biri, dünyadaki gelişmeleri doğru algılaması; eğilimlerin oluşturduğu gündemi doğru okumasıdır. Eğer lideri eğilimleri doğru okuyabilirse, sorunları gündeme taşıma ve canlı tutma becerisini gösterebilir.
Eğilimlerin oluşturduğu gündemi doğru okuyan bir lider, geçmişe takılıp kalmaz. Böylece gelecekte karşı karşıya kalacağı sorunlarla yüzleşme cesaretini gösterir. Değişimleri doğru algılayan, eğilimlerin oluşturduğu fırsat ve tehlikeleri nesnel bir şekilde gözleyen lider; toplumu bir arada tutan değerler -sevgi, saygı, inançlar, ön yargı, düşünce- vb. ile -çıkarlar, üretme, paylaşma, refahın adil dağılımı vb. arasında denge kurmanın yöntemini bulur. Etkin bir lider, hayali olmayanların başkalarının hayallerine takılma zorunda kalacağını bilir. Bu bilgi onu hayal kurmaya, hayali gerçekleştirmek için bilim ve akıl ışığını nasıl kullanacağını düşünmeye yöneltir.
Liderler, ne kadar yetenekli olursa olsunlar, kitle desteğini arkalarına almadan başarılı olamayacaklarının farkındadırlar. Liderler yetenek, zeka ve dikkatlerini sürekli zenginleştirerek insan yaşamını kolaylaştıracak mal ve hizmet üretmeye odaklar. Liderin tek başına bir şey olamayacağını bilirler; "işbirliğine" açık durur; yukarıdan aşağıya, aşağıdan yukarıya gerçekleşen dikey ilişkilerin yanında yatay ilişkileri de önemserler. Liderliğin olmazsa olmazlarından bir de, farklı inançları, değerleri ve hayalleri olan insanları bir arada tutma, bir hedef üzerinde odaklanma becerisidir. Lider gidilecek yolu, misyon; varılacak yeri, vizyon olarak sunar.
Lider, yeni ve yeterli insanların görev almasını sağlar. "Adama göre iş" değil, "işe göre adam" formülüne uygun davranır. Etkin bir lider "öfkeleri öğretmene dönüştürme" becerisini gösterir, kin ve öfkenin kafasına gölge, yüreğine yük olacağının farkındadır. Verimli ve uzun soluklu bir liderlik "meşruiyetini" veraset ve kaba güçle sağlamaz, toplumu ileriye taşıyacak "çekirdek değerlere" sahip çıkar, meydana gelen zenginliğin "adil paylaşımından" ödün vermez; en önemlisi de bir "seçimle" kitle desteğini alma özgüvenini gösterir. Hata kültürü olan, hata yapmaktan korkmayan ve yapılan hatayı tekrarlamayanlar arasından gerçek "yaratıcı liderler" çıkar. Büyük liderler sosyal sorumluluğun "kendi işini en iyi yapma" ilkesine bir gölge sadakati göstermeden geçtiğini, işin "temel kurallarını" bilmenin "gerek şart"; "iyi niyet ve ahlaki tutarlılığın" da kitle desteğini arkasına almasının "yeter şart"ı olduğunu bilir.
Gerçek liderlerin hiçbiri "akıllarını başkalarına emanet etmez." Kolektif akıl yürütme ile yani "ortak akılla" hareket eder. Lider sıfatını hak edenler, bazı insanların "sisteme", "nesnel yasalara" ve "görünmez elin gücüne" gönderme yaparak "tartışma alanını daraltma" girişimlerine fırsat vermezler. "Bireysel sorunluluk ve bireysel gücü" arka plana iten eğilimlere fırsat kapılarını açmazlar. Emanetçi olmadıkları için özgüvenleri yeterlidir; en saydam ortamlarda, insanların bildikleri ile söyleyebildikleri arasındaki makası kapatmaya çalışırlar. Gerçek liderlik, aykırı, uçuk fikirlerin tartışıldığı ortam oluşturur; o ortamın zenginliğinden kendilerini besler. Bilimin ve aklın rehberliğini kavrayan liderler, "teslimiyeti" ve "boyun eğmeyi" reddeder, sorunlara "meydan okuma" cesaretini gösterir.
Etkin bir lider "boşluk yakalama" ustasıdır; rakibin meşruiyet alanını daraltan; kendi meşruiyet alanını genişletebilen eğilimleri yakalayabilen liderdir. Bütün "değerler" ve "çıkarlar" dengesinin çözüldüğü; yeni bir gündemle, yeni yapıların ve yeni meşrulaştırma temellerinin arandığı bugünün dünyasında, "...gücüm var, benim istediğim olur" diyen anlayış yerine, insanlığın barış, huzur ve refahını düşünen; paylaşan ve uzlaşan "liderlere" ihtiyacımız var.
Lider yerine "kurtarıcı" bekleyen her toplum, çareyi güçlü olduğunu zannettiği kişi ve kuruluşlarda arar. Son kertede bu beklentiyi devlete veya devleti de simgeleyen güçlü olduğuna inandığı bir kişiye yöneltir. Umduğunu bulmazsa, duyguları umuttan umutsuzluğa, umutsuzluktan kaygıya; kaygıdan öfkeye ve isyana dönüşür. Toplum hayatına çaresizlik egemen olur. Oysa her çaresizlik çare içerir. Çünkü: Lider "siz"siniz ve çare "siz"siniz.
Kaynak: Dünya Gazetesi