İletişim Motivasyon Liderlik - Koniks.com

İletişim, liderlik, motivasyon ve bunlarin birbirleriyle olan baglantisindan bahsettim. Kisaca bunlari özetlemek gerekirse;
Bir işi yönetmek, amaçlarla yönetmek anlamini taşimalidir. Dolayisiyla hedef olmadan yönetim olmaz. Dolayisiyla, yönetici misyon ve vizyon sahibi olmalidir. Işi yöneten kişi olarak tanimladigimiz “yönetici”, artik “önce insan” mantigini kendine hedef belirlemiş şirketlerde “lider yönetici” vasfiyla hareket etmelidir.
Yaşadigimiz iletişim çaginda “lider yönetici” , bilgiyi hizli ve net olarak iletebilmek zorundadir. Insanlari motive edebilmek zorundadir. Başka bir deyişle, tüm çalişanlarin işe, sorumlu katilimini saglamalidir.

Aslında lider-yöneticinin sahip olması gereken tüm özelliklerin temelinde sahip olması gereken en önemli özellik, başarılı bir iletişimci olması gerekliliğidir. İnsanın özelliğini en iyi şekilde bilmesi, insanı tanıması, onu neyin mutlu edip neyin mutsuz edeceğini tasarlayabilmesi gereklidir. İnsan olmadan iş yürümez ancak insanın olduğu her yerde de iş yürür, mantığı doğru değildir. Ancak mutlu insanın olduğu yerde iş yürür ve böyle yerlerde verimlilikten söz edilebilir. Bu yüzden liderin doğru iletişim kurması, çalışanların motive olması, organizasyon hakkında yeterli bilgiye sahip olması, ne yapacaklarını iyi bilmeleri verimlilik açısından çok önemlidir.


Çalışanları ile iyi bir iletişim içinde olmak, başarılı bir yöneticinin en önemli özelliğidir.
İnsanların bakış açılarını anlamadaki beceri ya da becerisizlik, başarılı yöneticilerle başarısız yöneticiler arasındaki ince çizgiyi belirler. Başkalarını anlamak deyince de iletişim yetenekleri ön plana çıkar.
Ünlü psikoloji bilimcisi Carl Jung, 1921’de insanları psikolojik tipler olarak dörde ayırmıştı:
Düşünenler, Hissedenler, Yaraticilar, Yapanlar.
Bu dört psikolojik tip, her toplumda ve her kuruluşta bütünü oluştururlar ve bunlarin hepsine ihtiyacimiz vardir. Bu dört tip insanin dengeli bir şekilde ve zamaninda motive edilerek potansiyellerinin en üst düzeyde ortaya çikartilmasi ise başarili yönetim ve iyi bir iletişimle mümkündür.
İletişim çok geniş kapsamlı bir mucize sözcük. İnsandan topluma, haberden reklama, vizyondan icraata, müzikten resme, gazeteden televizyona, sohbetten brifinge telepatiden İnternet’ e kadar birçok kavramı içinde barındıran mucize bir sözcük.
Çalışanları ile iyi bir iletişim içinde olmak, başarılı bir yöneticinin en önemli özelliğidir. Bu iletişim iki yönlüdür. Dinlemek ve anlamak, anladığını değerlendirerek karar vermek ve kendi mesajlarını iletmek. Geri beslemeleri değerlendirerek iletişim kurmak, yani çift yönlü bir iletişim, başarının anahtarıdır.
İyi bir yönetici çalışanlarını dinler, onları anlamaya çalışır, önerilere açıktır ve önerileri teşvik eder, hem de onların katılımını sağlar.
Küreselleşen dünyada klasik yönetim şekilleri ve hiyerarşi artik mantik dişidir. Yeni süreçleri yöneten kritik bilgi ve akil, artik sadece üst yönetimde degildir. Bir işi, bir süreci en iyi bilen, o işi yapan, o süreçte çalişandir. Sürecin nasil iyileştirilecegini de en iyi o bilir. Onlari dinleyelim ve fikirlerine deger verelim.
Her şeyi en iyi kendi bildigini sanan, alçakgönüllülükten uzak ve çalişanlari ile sadece yukaridan aşagiya iletişim kuran yöneticiler, bugünün dünyasinda başarisizliga mahkumdur.
Çift yönlü iletişim hizli ve dogru olmalidir. Klasik, çok kademeli hiyerarşik Prusya organizasyonlari bunun en büyük engelidir. Önce organizasyonlarimizi yalin ve yatay hale getirmeli ve yönetim kademelerini azaltmaliyiz. Bu, iletişimin hizini ve kalitesini arttirdigi gibi karar verme sürecini de olumlu etkileyecektir.
İletişime önce misyon ve vizyonla başlamak gerekir. Tüm çalışanlar, çalıştıkları kurumun geleceğinde söz sahibidir. Kurumun on yıl sonraki hedeflerini ve stratejilerini de oluşturmaya ve bilmeye hakları vardır. Çalışanlarınızı önce bu konuda devamlı iletişimle bilgilendirmek ve onları hedefe yönlendirmek çok önemlidir.
Yönlendirilmiş (aligned) ve yetkilendirilmiş (empowered) çalışanlarla başarı gelecektir. Tabi motive edilmeleri ve heyecanlandırılmaları şartı ile.
Çalışanları yönetirken bunu onlarla birlikte yapmalıyız. Onların katılımı ile onların sorunlarını birlikte çözmeliyiz. Bunu yaparken de ekibin bir elemanı olduğumuzu ve iletişimin önemini devamlı hatırlamalı ve uygulamalıyız.
Ve nihayet toplum. Toplumun da bir sosyal paydaş oldugunu unutmayin. Topluma katkilarinizi imaj kampanyalari ile tanitin. Topluma verdikleriniz, çalişanlarinizi ve diger sosyal paydaşlarinizi da mutlu kilacaktir. Toplumun kurumunuzu nasil algiladigini ölçün, davranişlarinizi ona göre yeniden planlayin.
Capra’nın bir sözüyle bitirmek istiyorum. Tüm toplumun başarisi o toplumun üyelerinin başarisina baglidir, üyelerin başarisi da toplumun başarisina.

Verimlik için çalışanların doğru iletişim kurmak adına ve motive olmaları açısından iş tatmini çok önemlidir.Bir kurumun başarili olmasi için, o kurumda çalişanlarin iş tatminlerinin sürekli olarak yüksek tutulmasi gereklidir. Iş tatmini “bireyin çalişma ortamina karşi olan reaksiyonu” olarak tanimlanmaktadir (Berry, 1997) Bir çalişanin işi hakkindaki düşüncelerini etkileyen degişkenler arasinda ücreti, terfi imkanlari, sosyal haklari, yöneticisi, iş arkadaşlari, çalişma koşullari, haberleşme, güvenlik, verimlilik, ve işin niteligi vardir. Bu degişkenlerin her biri iş tatminini degişik şekillerde etkiler.mun başarisina.

Liderlerin görüşlerin ve talimatlarin sözlü ve yazili haberleş ilmesinde eylemi ve etkinligi geliştiren bir becerileri oldugu gözlenmektedir. Liderler haberleşmeyi etkili bir motivasyon mekanizmasi olarak kullanabilmektedir. Insanlari motive edebilmenin birinci koşulu onlarin duygu ve heyecanlarini anlayabilmek ve bunlari sözlü ve yazili olarak onlara tekrar geri verebilmeden geçmektedir.