Liderleri İzlemek Sizi Lider Yapmaz
Beş yıl boyunca, hemşirelerden CEO’lara farklı alanlardan yüzlerce kişiye lider olmanın gerektirdikleri üzerine sorular soran Jones, Rob Goffee’yle birlikte kaleme aldığı ve Harvard Business Review’da en iyi makale dalında McKinsey ödülünü kazanan "Neden İnsanlar Sizi Lider Olarak İzlemeli? (Why Should Anyone Be Led by You?)" çalışmasını kitaplaştırdı.
Bu soruya verilen yanıtlardan çıkan ortak görüşe göre liderler, çalışanların hem işteki hem de özel yaşamdaki performansını arttıracak değişimler yaratıyor. CEO’lar ise kurumların her seviyede daha fazla lidere ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Jones ve Goffee, büyük bir lider olabilmenin daha çok beceriye sahip olmayı, yeni durumlara uyum sağlamayı ve özgün olmayı gerektirdiğini söylüyor.
Liderler İnovasyonu Teşvik Eder
“General Electric’in CEO’su Jack Welch, Virgin şirketler grubunun karizmatik CEO’su Richard Branson, hatta Woody Allen, liderlerin ya da başarılı insanların hikayelerinden yola çıkarak onlara imrenmek, onlar gibi olmaya çalışmak yersiz. Bu, sizi hiçbir zaman Jack Welch ya da başarılı bir lider yapmayacak” diyen Jones, etkili bir lider olabilmenin yolunun başkası gibi olmayı bırakmaktan geçtiğini savunuyor: “Kendiniz olabilmeniz göründüğünden daha zor. Kurumlar bir yetkinlik modeline göre sizi ölçüyor, halbuki bu modellere göre her zaman bir yönünüz eksik kalır.”
Liderlerden beklenilenin bu modeller değil, topluluk kültürü oluşturabilmek, heyecan verebilmek, farklılık yaratmak ve özgünlük olduğunu söyleyen Jones, liderlikle inovasyonun birbirine bağlı olduğunu ve liderlerin üstün performanslı kişileri heyecanlandırarak inovasyona katkı sağladıklarını belirtiyor.
Kendiniz Olun, Güven Verin
Peki, özgün olmak niçin liderliğin olmazsa olmaz gereklerinden biri? Her yıl onlarcası yayınlanan liderlik ve guru kitapları insanları nasıl arkanızdan sürükleyeceğinizi söylerken, sizi siz yapan özelliklere sonuna kadar sahip çıkmanın yararı ne? Jones bu soruyu şöyle yanıtlıyor: “Batı dünyasında kapitalizmin dokunduğu her noktada güven sorunu vardır, politikacılara güvenmeyiz, işyerindeki liderlere güvenmeyiz, onları kurumsal ve politik amaçlar için çalışan aracılar gibi düşünürüz. Bu yüzden özgün olmanın zamanı geldi. Yaptıklarınızın ve söylediklerinizin arkanızda olmanız, güven vermeniz, kendinizle, köklerinizle barışık olmanız çok önemli. Kendinizi tanıyın ve gösterin, tabii ki bunu gerektiği kadar yapın.”
“Başarılı organizasyonlar her aşamada lidere sahip kurumlardır” diyen Jones askeri yapılar da özellikle gerilla yöntemlerinde bunun görülebileceğini söylüyor. Acil durumlara uyum sağlama ve savaş anında liderler kaybedildiğinde, insan kaynaklarından birini bekleyemeyeceğiniz için, anında alt kadrodan liderler bulunabilmesini örnek gösteriyor.
Sosyalleşme Yaratıcılığı Besliyor
Kurumsal kültürün şirket başarısı üzerindeki etkisini inceleyen Gareth Jones, Rob Goffee’yle kaleme aldığı "Bir Kuruluşun Karakteri: Kültürünüz İşinizi Nasıl Batırır ya da Çıkarır? (The Character of a Corporation: How Your Culture Can Make or Break Your Business?’" kitabında pozitif kurumsal kültüre sahip şirketlerin başarıya ulaştığını söylüyor.
15 yıllık bir araştırmanın sonuçlarına dayanan kitap; topluluk oluşturma, dayanışma, sosyallik gibi değerlerin kurumsal kültürü oluşturmada ne derece etkili olduğunu tartışıyor. Gareth Jones, kurumsal kültürü oluşturan değişkenler üzerinden şirketleri sınıflandırdıklarını, daha sonra hangi yönlerin eksik olduğunun sorgulandığını ve pozitif bir kurumsal kültürün oluşturan şirketlerin özelliklerini incelediklerini söylüyor.
Jones, topluluk oluşturabilen, dayanışma ve paylaşım ortamını yaratılabilen kurumların çalışanları bir arada tuttuğunu, bu sayede şirketin başarısına katkı sağlandığını düşünüyor.
Apple’da Eğlenerek Çalışma
Apple’da olduğu gibi birlikte çalışan ve eğlenen insanların fikirlerinin de birbirine benzeyeceği tehlikesinin de bulunduğunu belirten Jones, "Apple’da görüştüğümüz insanlar ’14 saat çalışıyoruz, 10 saat eğleniyoruz, geri kalan zamanda da uyuyoruz’ diyor, yani Apple işyerinde sosyalleşmenin yüksek olduğu bir kurumsal kültüre sahip. Bu sosyalleşme aynı zamanda yaratıcı bir ortamı da doğuruyor, birbirimize serbestçe liderlik edebiliyoruz, yaratıcı fikirlerimizi paylaşıyoruz, çünkü iş arkadaşları aynı zamanda bizim arkadaşımız.
Harward Business School’a bakarsanız dünyanın en iyi işletme okulu ama oradakiler ’Çalıştığımız yeri seviyoruz ama işyerine yalnız olmak için gidiyoruz’ diyor. Kısaca kurumsal kültür hem çalışanlara hem şirketin başarısına hem de ürün ve hizmetlerine yansıyor. İnsanlar artık bir ürünü alırken, üründen çok onu üreten şirketin imajını, yani şirketin kültürünü satın alıyor."
www.insankaynaklari.com